Kaleiçi
Antik Roma ve Helenistik dönemlerden itibaren yerleşim görmüş olan bu bölge, zamanla pek çok medeniyetin etkisi altına da girmiştir. İçerisinde tarihi dekarasyonunu koruyan dar sokaklar, geleneksel Türk evleri, yapılan bu tarihi yapıları gözle görebilirsiniz. 
Antalya Kalesi
Antalya Kalesi, Antalya’nın tarihi merkezi olan Kaleiçi’nin en yüksek noktasında yer alan bir kaledir. Kale, Helenistik döneme kadar uzanan bir tarihe sahiptir. Ancak günümüzdeki görünümünü büyük ölçüde Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine borçlu olduğunu da söyleyebiliriz.
- Helenistik ve Roma Dönemleri: Antalya Kalesi’nin temelleri, M.Ö. 2. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Bu dönemde kale, Helenistik dönemde inşa edeilme aşaamasında olup, Roma İmparatoru Hadrian tarafından MS 130 yılında daha da genişletilmiştir.
- Bizans Dönemi: Kale, Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra Bizans İmparatorluğu’nun egemenliğine geçmiştir. Bizans döneminde kale, şehrin savunmasını sağlamak amacıyla kullanılmıştır.
- Selçuklu Dönemi: 1207 yılında Selçuklu hükümdarı I. Alaeddin Keykubat tarafından ele geçirilen Antalya, bu dönemde önemli bir liman şehrine gelmiştir. Selçuklu döneminde Antalya Kalesi restore edilmiş ve güçlendirilmiştir.
- Osmanlı Dönemi: 1391 yılında Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid tarafından ele geçirilen Antalya, Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırlarını genişleten fetihlerden biri olmuştur. Osmanlı döneminde kale, birçok kez altyapısı onarılmış ve güçlendirilmiştir.
Antalya Kalesi, bu tarihi dönemler boyunca birçok değişikliğe uğramış, farklı medeniyetlerin etkisi altında kalmış ve günümüze kadar ulaşmıştır. Günümüzde kale, turistlerin ve ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli bir tarihi ve turistik mekan olarak varlığını sürdürmektedir. Kale, Kaleiçi’nin hemen iğinde şehri seyredebilir, içerisindeki Antalya Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Düden Şelalesi
Antik dönemde, şelalenin bulunduğu Antalya bölgesi Likya ve Pamfilya bölgeleri arasında bulunuyordu. Bu bölgeler sırasıyla Pers İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğu’nun yönetimine girmiştir. Daha sonra, Müslüman Arap ve Selçuklu hükümetleri bölgeye hakim olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği döneminde de Antalya ve çevresi Osmanlı toprakları içinde yer almıştır. Düden Şelalesi’nin doğal yapısında herhangi bir değişiklik olmamıştır, ancak çevresindeki tarihi yapılar ve yerleşim yerleri, zaman içinde farklı medeniyetler tarafından kullanılmış ve etkilenmiştir.
Düden Şelalesi, günümüzde Antalya’nın önemli doğal güzelliklerinden biri olarak ziyaretçilerin ilgisini çeker hale gelmiştir . Şelale, Düden Çayı’nın Akdeniz’e döküldüğü noktada yer alır ve doğal bir görüntüye sahiptir. Bu nedenle, Düden Şelalesi’nin tarihi daha çok bölgenin genel tarihine entegre olmuş ve doğal yapısında herhangi bir insan müdahalesine maruz kalmamıştır.
Doğal çevresiyle birlikte tarihi olarak, çevresindeki bölgenin genel tarihine entegre olmuştur, ancak şelalenin kendisi doğanın özgün ve zaman içinde değişmeyen bir parçası olarak kalmıştır.
Termessos Antik Kenti
Son olarak, Antalya’nın yaklaşık 50 km doğusunda yer alan Side Antik Kenti ve Aspendos Tiyatrosu da görülmesi gereken yerler arasındadır. Side, Roma dönemine ait kalıntıları ve güzel plajlarıyla ünlüdür. Aspendos Tiyatrosu ise, en iyi korunmuş antik tiyatrolardan biridir ve konserlerin düzenlendiği bir mekandır.
